22 Aralık 2015 Salı

Taksim’de Osman Evcan ve Hasan Çınar’la Dayanışma Eylemi


ABC İstanbul ve Hayvan Özgürlüğü İnisiyatifi’nin çağrısıyla Taksim, İstiklal’de açlık grevinin 37. gününde bulunan vegAnarşist Osman Evcan ve 15. gününde bulunan siyasi tutsak Hasan Çınar için bir yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirildi. Anarşist ve hayvan özgürlükçülerden oluşan 60-70 kişilik grup önce Barış için Kadın Girişimi’nin 18:30’da Kürdistan’daki devlet katliamlarına karşı düzenlediği nöbet eylemine ve 19:00’da Bombalara Karşı Sofralara katıldı.

Daha sonra eylemciler Tünel’e geçerek GS lisesi önüne kadar bir yürüyüş gerçekleştirdi. Kara bayrak ve bir kaç pankart taşınan kortej, ritim aletleriyle yürüyüşe geçerken yakılan meşaleler ve sloganların ardından GS Lisesine doğru yürüyüş boyunca polisin tacizi ve tehditleriyle karşılaştı. Çevik kuvvet saldırıya hazır bir şekilde kortejin arkasından ve yanından yürüdü. Neredeyse atılan her slogan için polisler slogan atan arkadaşlarımızı tehdit ederek bastırmaya çalıştı.

Kortej GS Lisesi önüne geldiğinde gerginlik devam etti. Sloganlar ve basın açıklamasının ardından eylem sona erdi. Eylemin hemen ardından HDP Gençlik’in Kürdistan’daki devlet zulmüne karşı açtığı pankart nedeniyle polisin saldırması sonucu polisler tüm kitleyi kovalamaya başladı. HDP’li bir kaç genç gözaltına alınırken, bazı anarşistler alıkonularak GBT’leri yapıldı. Kovalamaca sırasında anarşistlerin bazı pankartlarına el konuldu.


Eylemde ayrıca Osman Evcan ve Hasan Çınar’ın direnişlerinin sadece vegan-vejetaryen tutsaklarla ilgili değil, hasta ve trans tutsaklar dahil tüm tutsakların koşullarının düzeltilmesini de kapsadığı vurgulanırken, son aylardan katil devletin Kürdistan’da gerçekleştirdiği baskı, zulüm ve katliamlara karşı kürt halkının direnişinedestek ve dayanışma açıklamaları yapıldı.


Taşınan pankartlarda şunlar yazıyordu:
“Osman Evcan, Hasan Çınar Açlık Grevinde, Hapishanelere Ateş!”
“Osman Evcan Direnişte”
“Devlet İnsan Hayvan Ayırt Etmez Katleder”
“Hapishanelere Ateş, Tutsaklara Özgürlük”
“Her reddediş her başkaldırı, sistem ve onun sahtekarları için şiddettir. Kapitalizmin zorbalığına, siyasi ve ekonomik iktidara karşı isyan en doğal haktır.”
Eylemde okunan bildiri:
BASINA ve KAMUOYUNA,
16.12.2015, Çarşamba

23 yıldır devletin hapishanelerinde otoriteye karşı direnen vegan anarşist tutsak Osman Evcan, devletin, uygarlığın ve kapitalizmin yarattığı ekolojik kırım ve yıkım, açlık, yoksulluk, sefalet ve savaş politikalarına karşı total özgürlük talebini, yıllardan beri tutsak edildiği hapishanelerden dile getirmektedir. Osman Evcan, 2011 yılında 43 gün boyunca sürdürdüğü açlık grevi ve Evcan’la dayanışmak için yapılan dayanışma eylemleri ve kampanyalar sonucunda hapishanelerdeki tüm vegan-vejetaryen tutsaklar için vegan-vejetaryen yemek hakkı kazanmış ve iaşe yönetmeliğinin değişmesini sağlamıştır. 28 Mart 2012 tarihli değişiklikle “Hükümlü ve Tutuklular ile Ceza İnfaz Kurumu Personelinin İaşe Yönetmeliği”ne “İnancı gereği veya vegan, vejeteryan türü özel bir beslenme şekline sahip hükümlü ve tutukluların talepleri, iaşe miktarı ile sınırlı kalmak üzere karşılanır” ibaresi eklenmiştir.
Osman Evcan, geçen süre içerisinde mücadelesini bir adım ileriye taşıyarak hazırlanan vegan-vejetaryen yemeklerin taze ve mevsimsel sebzelerle yapılmasına ek olarak, cezaevi dışından vegan gıda almanın da önündeki engelleri kaldırmak için 26 Haziran’da son bulan ve zaferle sonuçlanan 33 günlük bir açlık grevi eylemi daha yapmıştır.
Ancak, 1 Kasım seçimlerinden sonra artan cezaevi idaresinin keyfî uygulamaları nedeniyle Osman Evcan da AKP otoritesinden payına düşeni almıştır. Yaşamsal bir hak olan ve 33 günlük bir savaşım sonunda kazandığı “kendi tercihi ve iradesi doğrultusunda vegan, yeterli ve sağlıklı beslenme” hakkının, Adalet Bakanlığı’nın bilgisi ve talimatı doğrultusunda hapishane yönetimi tarafından keyfî bir şekilde gasp edilmeye başlanması üzerine Osman Evcan, 10 Kasım’da süresiz açlık grevi eylemine başlamıştır. Bugün ise açlık grevinin 37. günündedir. Osman’la dayanışmak için, şiddetli mide hastalığı olmasına rağmen koğuş arkadaşı Hasan Çınar da 1 Aralık itibari ile açlık grevine başlamış ve Osman’la birlikte 15 günden beri açlık grevini sürdürmektedir. Son gelen haberlere göre, cezaevi yönetimi ve Kocaeli savcıları haklı talepleri kabul etmek yerine Osman’a, direnişe son vermesi için tehditlerle yıldırmaya çalışarak baskı yapmaya devam ediyor. Baskılar sürerken Osman Evcan, haftalardır sürdürdüğü açlık grevi nedeniyle oldukça kritik günlerden geçmekte, Hasan Çınar’ın hâlihazırdaki mide rahatsızlığı daha da şiddetlenmektedir. Osman ve Hasan ise kazanımlarını geri alana kadar sonuna kadar gitmeye kararlılar.
Osman Evcan’ın yaşadığı bu hak gasbı konusunda, geçen seçim hükümetinde Adalet Bakanı olarak görev yapan Adalet Bakanlığı Müsteşarı bilgilendirilmiş, ancak sorunun çözümü yönünde yetkililer tarafından en ufak bir adım atılmamıştır. Devlet, en basit bir hakkı dahi teslim etmemek ve yaşamın her alanına yaydığı otoritesini sarsmamak uğruna Osman’ı katletmeyi, sakat bırakmayı göze almıştır. Bu katliam girişimi Türkiye’de ve tüm dünyada yankı bulmuş; İstanbul’da, Kocaeli’de, İzmir’de; Rusya’da, Fransa’da, Girit’te, İsviçre’de, Yunanistan’da, Şili’de ve Gürcistan’da Osman Evcan’la dayanışmak ve Osman’ın da mektuplarında talep ettiği gibi, Türkiye’nin Kürdistan’da sürdürdüğü katliamların son bulması için protesto gösterileri düzenlenmiştir.
Birçok oluşum, Adalet Bakanlığı’na geçtiğimiz günlerde sorumluluklarını ve görevlerini yerine getirmesi için çağrıda bulunmuş ancak açlık grevi gibi, geçen her dakikanın kalıcı hasar anlamına geldiği bir süreçte bu tür çağrılar da yanıtsız bırakılmıştır.
Osman nezdinde, vegan ve vejetaryen tutsaklara verilen haklar, devlet kurumlarının bir lütfu değil; Osman’ın açlık grevlerinin, Türkiye’de ve dünyadaki dayanışma eylemlerinin bir kazanımıdır. Yemek yemek yaşamsal bir ihtiyaç olduğu kadar politik bir tercihtir. Bireyin, boğazı kesilmiş bir canlının ölü bedenini kemirmesi, tecavüz sonucu sağılan sütü içmesi, tutsaklıktan gelen yumurtayı yemeyi reddetmesi, devletin kendi üzerindeki tahakkümünün de reddidir. Osman Evcan’ın elde ettiği haklar, değişen hapishane yönetimlerine, keyfî uygulamalara, siyasî tutsaklara yönelik sistematik yıldırma politikalarına teslim edilmeyecek denli mühimdir.
Fiziksel, psikolojik ve siyasî baskılar aracılığıyla mahkumları ilkelerinden ve mücadelelerinden vazgeçirmeye çalışmak, devletlerin hapishanelerde yılladır uyguladığı sindirme politikalarıdır. Cezalandırma, hapishaneye adım atmakla son bulmaz; hapishaneler mahkûmları her anlamda yok etmeyi hedefler.
Her gün duyduğumuz, LGBTİ tutsakların en temel ihtiyaçlarının bile kasıtlı olarak karşılanmaması ve ayrımcılığa tâbi tutulmaları; hasta tutsakların tedavileri için bile cezaevlerinden ısrarla tahliye edilmeyerek âdeta ölüme terk edilmeleri; kadın tutsakların cezaevlerindeki çocuklarının her gün silah ve kilit altında büyük bir travma ile yaşamaya ve büyümeye zorlanması ve tüm politik tutsaklara yönelik çeşitli şekillerde karşımıza çıkan yıldırma ve baskı politikaları siyasî bilinç ve özgüvenin, bedeni terk etmeye zorlanmasıdır. Bu tür yıldırma ve baskı politikalarının hiçbirini kabul etmiyoruz. Cezaevi idaresi tutumu ve otoriter devlet uygulamaları nedeniyle mağdur edilen tüm politik tutsaklarla ve Osman Evcan’la dayanışmayı sürdürmeye devam edeceğiz. Açlık grevinde olan yoldaşlarımızın her türlü sağlık probleminden devleti, hükûmeti, Adalet Bakanlığı’nı, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nü, ilgili savcıları ve cezaevi idaresini sorumlu tuttuğumuzu ve tutacağımızı bildiriyoruz.
Osman Evcan yalnız değildir! Cezaevleri üzerinden tüm topluma sirayet eden bu devlet tahakkümü karşısında, Osman Evcan’ın talepleri açık ve nettir. Bu talepler yerine getirilene dek, Osman Evcan’a, tüm vegan-vejetaryen tutsaklara vegan-vejetaryen yemek verilene dek, tüm hasta tutsaklar tahliye edilene dek, Türkiye cezaevlerindeki tüm tutsakların sahip olduğu haklar teslim edilene dek ve bu kirli, kanlı savaş bitene dek mücadeleye devam edeceğimizi bir kez daha bildiriyoruz.
Devlet, tahakküm ve otorite kurmak için cephane deposuna ihtiyaç duymaz; zaten bunların hepsi, demokratik bir sistemde hayata geçirilmiş durumdadır. Bizim savaşımız, bu sistemledir. Yaşadığımız dünyaya karşı gelen, isyan eden herkese karşı inşa edilmiş duvarlar yıkılana kadar savaşımız sürecektir.
ABC İSTANBUL
HAYVAN ÖZGÜRLÜĞÜ İNİSİYATİFİ



2 yorum: